12 Temmuz 2012 Perşembe

kadının gidişi


Bağırdı. Sesi bitene kadar bağırdı. Çığlıkları tüm evin içinde dolaştı ve sokağa taştı. Herkes sanki sağır olmuştu. Kadının saatlerce süren çığlığını kimsecikler duymadı. Kadın bağırdı, etrafına baktı. Gözyaşları eşlik etti önce kadına ama sonra onlar da yalnız bırakıp gittiler yoluna. Kadın bağıra bağıra düştü yere. Mutfağın taştan dikdörtgenlerine değdi çıplak ayakları. Sonra gövdesi sonra da nihayet pes eden başı. Saçları darmadağındı. Yüzü paramparçaydı. Nefessiz kaldı. Yığılı kaldı. Ruhu içeride bir yerde mahsur kaldı. Öyle can verdi yerde. Çaydanlıktı şahitlerden biri. Acı içinde dinledi o gitgide tükenen sesi. O da acıdı içinde. İzledi tek gözüyle sadece. Elinden yas tutmak gelirdi sadece. Kızdırdı kendini, kızdı, kızdı sonra fokurdattı içindeki suyu. Su dayanamadı bu sıcağa, başladı kaynamaya. Taştı taşabildiğince. Suları söndürdü altında yanan ateşi. O da sessizliğe eşlik etti sonra. Kapadı gözlerini, dua etti kadına.
Rüzgar hissetti bir şeyleri, usulca girdi pencereden içeri. Baktı etrafına, gördü yerde yatan çaresizi, gitmişi... ilerledi, kadının yüzüne ufak ufak esti, güle güle der gibi. Üzüldü. Gidene yapacak hiç bir şey yoktu, biraz bekledi. Sessizliği dinledi. Belki bir kıpırtı görürüm diye bekledi. Düştü omuzları yere, ufak bir ıslık saldı sessizliğe... döndü arkasına, öfkeyle terk etti evi. Açık kapı, öfkenin hışmıyla çarptı kapandı gürültüyle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder